Yılan Yutmuş Adam


   Akıllı bir yolcu,atına binmiş gidiyordu.Yol kenarındaki bir ağacın altında uyumakta olan bir adam gördü.Tam yolcunun geçtiği sırada küçük bir yılan, uyumakta olan adamın ağzına girmek üzereydi.
   Akıllı adam, yılanı ürkütüp kaçırmak, böylece uyuyan adamı kurtarmak için atından atladı, fakat yılana engel olamadı.
   Hemen bir karar vermesi gerekiyordu.
   Kısa bir süre düşündükten sonra eline geçirdiği kalın bir dal parçasıyla uyuyan adama birkaç defa kuvvetlice vurdu.
   Uyuyan adam, aldığı darbelerin etkisiyle yerinden fırladı.Karşısında elinde dal parçası kendisine vurmaya çalışan biri olduğunu görünce koşarak kaçmaya başladı.
   Öbür adamsa hemen atına atladı ve kaçan adamın peşinden gitti.
   Şaşırmış ve korkmuş vaziyette kaçan adam, can havliyle yaşlı bir elma ağacının altına sığındı.Gücü tükendiğinden orada soluklandı.
   Atlı da az sonra o ağacın altına geldi.
   Atlı adam korkuyla kendisine bakan diğer adama, yerdeki elmalrı gösterdi.
 - Çabuk şu elmaları ye! Yoksa seni çok fena döverim!
   Diğer adam şaşkındı ve olan bitene anlam veremiyordu.Ama çaresizce isteneni yaptı.Onlarca elmayı mideye indirdi.
   Bir süre sonra o kadar çok elma yemiştiki midesi artık daha fazlasını almıyacak kadar şişti.
   Adam yalvarmaya başladı:
 - Ben sana ne yaptım? Bana ne kastın var? Niyetin beni öldürmekse, işi uzatma.Kılıcını vur da kanımı hemen dök! Yoluma nereden çıktın keşke senle karşılaşmasaydım.
   Adam, atlıya daha nice kötü sözler söyledi.Fakat atlı onu dnlemedi.
   Daha fazla elma yiyemeyecek hale gelen adamın sırtına elindeki sopayı indirip,
 - Şimdi koşmaya başla, dedi.
   Adam yediği sopanın etkisiyle perişan, rüzgar gibi koşmaya başladı.İkide bir yere kapaklanıyordu.Sonra kalkıp yine koşuyordu.Karnı yediği elmalardan dolayı şişmiş, koşmaktan halsiz düşmüştü.Ayağı ve yüzü yara bere içindeydi.
   Atlı, adamın bu haline aldırış bile etmeden onu akşama kadar koşturup durdu.
   Sonunda adamın midesi bulandı, iki dizinin üzerine çöküp kusmaya başladı.Tabii yedikleriyle birlikte içindeki yılan da dışarı fırladı.
   Adam, yılanı görünce gözleri hayretle açıldı.Bütün gün çektiği sıkıntıların hepsini bir anda unuttu.Öfkelenip durduğu kişinin gerçekte ona yardım etmeye çalıştığını anlamıştı.Ona söylediği kötü sözler için utandı.Atlı yolcuya gülümseyerek baktı ve dedi ki:
 - Sana rastladığım an, ne kutlu anmış meğer.Sen bana yeni bir can bağışladın.Sen beni analar gibi ararken, ben senden eşekler gibi kaçtım.Ne akılsızmışım! Başıma geleni bilmediğim için bir de sana sövüp saydım.Niye bana söylemedin?
   Atlı, bu soruyu şöyle cevapladı.
 - Eğer sana durumu söyleseydim korkudan ödün patlardı.Yılandan önce korku seni öldürürdü.
   Dertten kurtulan adam atlıya hak verdi.
 - Allah senden razı olsun.Seni mükafatlandırsın.Benim sana borcumu ödemeye gücüm yetmez,dedi.

"Gönlün beğendiği bir akıllının cefası, Cahilin vefasında daha üstündür."
                                                                                                             Mevlana Celaleddin Rumi









                                                                                                 
Mesnevi, C. I, Beyit: 994-1010 arasından uyarlanmıştır.
                                                                                                                                      Mesnevi Öyküleri , Hazırlayan: A.Vahap Akbaş

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnanç Bakımından İnsanlar

İlâhî Dinler ve Özellikleri

Orucu Bozan ve Bozmayan Şeyler